29 Aralık 2008 Pazartesi

Hayat Bir Kibrit

Adamin biri, Bilgeligiyle ün salmis olan kralin yanina gider.
Krala sunu sorar:
'Efendim söyleyin bana, hayatta özgürlük var midir?
Kral:
"Elbette" der, "Kac bacagin var senin?"
Adam soruya sasirarak:
"Iki" der.
Kral:
"Pekala, tek bacaginin üstünde durabilir misin? '
"Elbette" diye cevap verir adam.
Kral:
"O halde hangi bacagin üstünde duracagina karar ver".
Adam biraz düsünür ve sol bacagi üstünde durmaya karar verir.
"Tamam" der kral
"Simdi öteki bacagini da kaldir."
Adam sasirir:
"Bu imkansiz kralim" der.
"Gördün mü? ' der kral
"Özgürlük budur. Sen sadece ilk karari almakta özgürsün. Ondan sonrasinda degil.'

Tiziano Terzani'nin "Atli karincada Bir Tur Daha" adli kitabinda okudugum bu küçük öykü yillardir tartisilan özgürlük kavrami üzerinde bir kez daha düsünmeme yol açti.
Hayat gercekten böyleydi.
Ilk karari aliyordun ve gerisi o ilk karara bagli olarak gerçeklesiyordu.
Hayat hata kabul etmiyordu.
Ilk kararin dogruysa isler yolunda gidiyordu ama eger yanlis bir karar aldiysan, hersey zincirleme yanlis gidiyordu.

Mesela meslegini seçerken...
Hasbelkader, iyi düsünmeden, yeteneklerinin farkinda olmaksizin bir meslek seçtiginde ömür boyu isini zorla yapmaya mahkum oluyordun.
Isinin basindayken baska bir is yapmayi özlüyordun.
Ama biliyordun ki; özgürlügünü kullanmis, ilk karari vermistin ve yeniden baslamaya cesaretin yoktu.

Bazi insanlar vardi hayatta...
Onlar her seyi ardlarinda birakip, yeniden baslayacak kadar cesurlardi.
Ama sen onlardan biri olamiyordun.
Bunca emek, bunca çalismayi, sanki çöpmüs gibi bir çirpida ativeremiyordun.
Oysa göz ardi ettigin bir sey vardi.
Hayat cok kisaydi ve mutsuz oldugun islerle zaman öldürmek, ayni zamanda ruhunu öldürmekle es anlamliydi.

Evlilik konusunda da iyi karar vermek gerekiyordu.
Yanlis bir karar, ayni evde yasayan iki düsman yaratabilirdi.
Ask zorunluluga dönüsebilir ve hayatini cehenneme çevirebilirdi.
Ilk karari aliyordun, bu konuda özgürdün ama devaminda senin kararina bagli olmayan pek çok sey gerçeklesiyordu.

Hayat kararlardan ibaretti ve kararlar birer kibritti.
Dogru yerde ateslediginde seni isitacak, corbani kaynatacak ates oluyordu.
Yanlis yerde ateslediginde ise, içinde bulundugun evle birlikte seni de yakiyordu.

Hayat öyle basite alinacak bir oyun degildi.
Oyunun kurallarini bilmen ve ona göre oynaman gerekiyordu.
Ama çogu zaman oyunun kurallarini bilmek yetmiyordu.
Çok daha önemli olan baska bir sey vardi.
Kendini bilmek...
Ne istedigini, neyin seni mutlu edecegini ve kim oldugunu, neler yapabilecegini bilmek zorundaydin.
Ancak o zaman dogru kararlar veriyor ve mutlu bir hayata sahip oluyordun.

Ve kararlar birer kibritti...
Kendini ya yakiyordun,
Ya da isitiyordun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder